 |
| Mert KOKERALP |
Biliyorsunuz ki yakın zamanda yeni ve oldukça cesur bir adım atıldı ve “Barış Süreci” ve “Kürt Sorunu” kapsamında PKK Terör örgütünün silah bırakması için ve bu sorunun çözümü için lider olarak gördükleri İmralı’da hapis hayatı mı desem yan gelip yatma dinlenme mi desem kalmakta olan Abdullah Öcalan ile görüşmeler resmi olarak başlamış bulunmaktadır. Önceleri de devlet çıkarları doğrultusun da MİT’in bu görüşmeleri yaptığını zaten tüm kamuoyu da öğrenmiştir. Fakat bu kadar aleni bir şekilde görüşmelerin kamuoyuna yansıtılması “Barış Sürecinin” artık bir barışla sonuçlandırılmak istendiğinin de açık göstergesidir. Bu yazımda sizlere iki konu hakkında eleştirimi sunmak istiyorum.
İlk olarak Abdullah Öcalan ile görüşmelerin başlaması şehit analarımızın yüreğine belki az da olsa biraz su serpmek ve diğer analarımızın da yüreğini dağlamamak amacıyla aynı zamanda da bu süreci daha çok hızlandırıp sonuçlandırmak amacıyla atılmış cesur ve güzel bir adımdır. Fakat bu görüşmelerin oldukça uzun süreceği de görünür ve tahmin edilebilir bir olaydır. Yalnız bu umudumuzu da tamamen İmralı’ya bağlamak oldukça yanlıştır. Öcalan sadece bu süreçte kullanabildiğimiz yararlı bir araç halinde ve sıfatında olmalıdır. Gördüğümüz üzere bu süreç başladığında CHP’den de destek gelmiş kamuoyunda eleştiriden çok destekle karşılaşılmıştır. Fakat BDP’nin bu süreci de suistimal edeceği apaçık ortadadır. Bu süreçte senelerden beridir istekleri bitmemiş ve birini kabul etsen yeni bir istek getirmektedirler karşımıza. Bu da onların bu süreci ne kadar uzun tutmak istediklerinin açık bir göstergesidir. Çünkü bu süreç sonuçlanırsa çıkarları doğrultusunda kayba uğrayacaklar ve değer kaybedeceklerdir. Onları bu denli ciddiye almak onları şımartmakta ve kendileri değerli kılmaktadır. Bu süreç kapsamında isteklerin bizim üzerimizde bu kadar baskı kurmasını da engellemek bu sürecin hızlı sonuçlanmasına daha çok bir katkı sağlayabilir ve sağlayacaktır da.
İkinci eleştirim de bilindiği üzere Paris’te gerçekleşen suikast eylemidir. Ben bu eyleme daha çok İnfaz demek istiyorum. Çünkü bu süreci baltalama girişimi olarak belli güç ve güçler tarafından gerçekleştirilen bir infazdır bu eylem. Ben terör örgütünün kendi içindeki hesaplaşmadan çok terör örgütünü yönlendiren güçler tarafından verilmiş bir emirle bu eylemin gerçekleştirildiği görüşündeyim. Çünkü bu güçler Türkiye’nin bu cesur adımla bu süreçte hızla sonuca ulaşabileceğini görmüş fark etmiş ve bu eylemi gerçekleştirerek sönmekte olan alevi daha da körüklemek istemiştir. TSK’nın PKK’ya ağır bir darbe vurmasının ardından bu süreçte başarıya ulaşabilmenin daha çok kolaylaştığını görürken bu eylemle adete bir bahane arayıp insanları isyana sürükleme ve belli kişilerin çıkarlarına hizmet etme girişimiyle gerçekleşmiştir. Görüldüğü gibi de Paris’te BDP aleni olarak bu terör örgütü mensuplarını kahraman ilan etmiş ve kendi çıkarlarına çevirebilmişlerdir bu olayı. Diyarbakır’a gelecek olan cenazelerle Türkiye Paris’ten daha çok bir kalabalıkla bu sürecin baltalanması için çıkacak olan karışıklıklarla bu süreç başka tarihlere ertelenerek Türkiye’nin hep geride kalması istenmektedir. Çünkü Coğrafi bakımdan oldukça kritik bir bölgede olan ve Arap Baharıyla birlikte büyük bir sempati kazanan Türkiye bu süreçle oyalanarak bölgesel güç olması engellenmek istenmektedir. Eğer böyle de giderse o güçler maalesef hep başarıya ulaşacaklardır. Bunu engellemek için de ülkemizde daha biliçli bireylerin yetişmesi gerekmektedir. Umarım bu güzel ülkem bu başarıya ulaşmak amacıyla bu girişimleri hızlandırıp bu tür baltalama girişimlerinin başarıya ulaşmasını engelleyebilir. Vesselam…
Köstebek TV/ Mert Kokeralp
0 yorum yapılmış...:
Yorum Gönder
Yorumlama Biçimi Olarak (ANONİM) Şıkkını İşaretleyin ve daha sonra (YAYINLA) butonuna basın..